NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
103 - (1121) حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
ليث عن هشام
بن عروة، عن أبيه،
عن عائشة رضي
الله عنها ؛
أنها قالت: سأل
حمزة ابن عمرو
الأسلمي رسول
الله صلى الله
عليه وسلم: عن
الصيام في
السفر ؟ فقال.
"إن
شئت فصم، وإن
شئت فأفطر".
{103}
Bize Kuteybetü'bnü Saîd
rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Hişam b. Urve'den, o da babasından, o da
Aişe (Radiyallahu anha)'dan naklen rivayet etti ki, şöyle demiş:
Hamzatü'bnü Amr
El-Eslemî, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e seferde oruç tutmanın
hükmünü sordu,
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem):
— «İstersen oruç tut,
istersen tutma.» buyurdular.
104 - (1121) وحدثنا
أبو الربيع
الزهراني.
حدثنا حماد
(وهو ابن زيد).
حدثنا هشام عن
أبيه، عن
عائشة رضي الله
عنها أن حمزة
ابن عمرو
الأسلمي سأل
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقال: يا
رسول الله:
إني رجل أسرد
الصوم. أفصوم
في السفر ؟ "صم
إن شئت وأفطر
إن شئت".
[ش
(أسرد الصوم)
أي أصوم
متتابعا].
{104}
Bize Ebu'r-Rabî
Ez-Zehrâni rivayet etti. (Dediki) Bize
Hammâd yani İbni Zeyd rivayet etti. (Dediki)
Bize Hişâm, babasından, o da Âişe (Radiyallahû anha) 'dan naklen rivayet
etti ki,
Hamzatü'bnü Amr
EI-Eslemî Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e suâl sorarak:
— «Yâ Resulullah, Ben
devamlı oruç tutan bir adamım. Seferde de oruç tutabilir miyim?» demiş.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
— «İstersen oruç tut,
dilersen tutma.» buyurmuşlar.
105 - (1121) وحدثناه
يحيى ابن
يحيى. أخبرنا
أبو معاوية عن
هشام، بهذا
الإسناد، مثل
حديث حماد بن
زيد: إني رجل
أسرد الصوم.
{105}
Bize, bu hadîsi Yahya b.
Yahya dahî rivayet stti. (Dediki) Bize
Ebû Muâviye, Hişâm'dan naklen bu isnâdla Hammâd b. Zeyd hadîsi gtbi «Ben
devamlı oruç tutan bir adamım.» şeklinde haber verdi.
106 - (1121) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
كريب. قال: حدثنا
ابن نمير.
وقال أبو بكر:
حدثنا
عبدالرحيم بن
سليمان
كلاهما عن
هشام، بهذا
الإسناد ؛ أن
حمزة قال: إني
رجل أصوم
أفأصوم في
السفر ؟.
[ش (إني رجل
أصوم) يعني
الدهر. ما عدا
الأيام المنهي
عنها].
{106}
Bize Ebû Bekir b. Ebî
Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Numeyr rivayet etti.
Ebû Bekir şöyle dedi: Bize Abdurrahim b. Süleyman rivayet etti. Her iki râvi
Hişâm'dan bu isnâdla Hamza'nın:
«Ben, devamlı oruç tutan
bir adamım. Seferde oruç tutabilir miyim?» dediğini rivayet eylediler.
107 - (1121) وحدثني
أبو الطاهر
وهارون بن سعيد
الأيلي (قال
هارون: حدثنا.
وقال أبو الطاهر:
أخبرنا ابن
وهب) أخبرني
عمرو بن
الحارث عن أبي
الأسود، عن
عروة بن
الزبير عن أبي
مراوح، عن
حمزة بن عمرو
الأسلمي رضي
الله عنه: أنه
قال: يا رسول
الله: أجد بي
قوة على
الصيام في
السفر. فهل
علي جناح ؟،
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم:
"هي
رخصة من الله
فمن أخذ بها
فحسن. ومن أحب
أن يصوم فلا
جناح عليه".
قال هارون في
حديثه: "هي رخصة"
ولم يذكر من الله.
{107}
Bana Ebu't-Tâhir ile
Harun b. Saîd El-Eyli rivayet ettiler. Harun (Haddesenâ), Ebu't-Tâhir
(Ahberanâ) tâbirlerini kullandılar. Ebu't-Tâhir (Dediki) Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki). Bana
Amr b. Haris, Ebu'l-Esved'den, o da Urvetübnu'z-Zübeyr'den, o da Ebû
Muravih'den, o da Hamzatü'bnü Amr El-Eslemî (Radiyallahu anh)'dan naklen haber
verdi ki, şöyle demiş:
— «Ya Resulullah, Bn seferde oruç tutmaya
kendimde kuvvet buluyorum. Acaba (tutsam) bana bir günah var mıdır?»
Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
— «Bu Allah'dan bir ruhsattır. Her kim onunla
amel ederse ne ala, kim oruç tutmak isterse ona da bir günah yoktur.»
buyurmuşlar.
Harun kendi rivayetinde:
«O, bir ruhsattır.» dedi, «Aliah'dan- ifâdesini söylemedi.
İzah
Bu hadîsi Buhâri
«Kitâbu's-Savm» in bir-iki yerinde tahrîc etmiştir.
Esrüdü: Devam üzere
tutuyorum, manasınadır.
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) devam üzere oruç tutan Hamzatü'bnü Amr (Radiyallahu anh)
Hazretlerini seferde oruç tutmak için muhayyer bırakmış :
«İstersen tut istersen
tutma.» buyurmuştur. Halbuki Abdullah b. Amrü'bnu'l-Âs (Radiyallahu anh)'a devamlı
oruç için müsaade etmemiş:
«Bir. gün oruç tut, bir
gün tutma.» buyurmuştu.
îki hadîs arasında
münâfaat yoktur. Çünkü Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Abdullah b.
Amr'a müsâade etmemesi vücutça zayıf düşeceğini bildiği içindir. Nitekim öyle
de olmuş. Hz. Abdullah âhır ömründe zayıf düşmüş, Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)'in sözünü hatırladıkça: «Ah keşke Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in ruhsatını kabul etseydim.» diye hayıflanmıştır.
Hz. Hamza oruç için
kendinde kuvvet olduğunu söyleyince ona müsaade buyurmuştur.
Şâfiiler'de
El-mütevelli, Abdullah hadîsini zahirî mânâsına almış ve bir gün ara ile oruç
tutmanın devamlı oruç tutmaktan efdal olduğunu söylemiştir.
Fakat buna kaail
olmayanlar kendisine cevap vermiş: «Gün aşırı oruç tutmak efdal olsa Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu Hz. Hamzatü'bnü Amr'a da bildirirdi. Zîra
beyânın hacet zamanından te'vili câiz değildir.», demişlerdir.
Hadîsin bir
rivayetinde:
«Bu, Allah'dan bir
ruhsattır. Onunla kim amel ederse ne ala. Kim oruç tutmak isterse ona da bir
günah yoktur.» buyurulmaktadır ki, «Seferde oruç tutmamak efdaldır.» diyenler
bununla istidlal etmişlerdir.
Zira Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) oruç tutmayanlar hakkında «Ne ala.» yani iyi bir iş yapmış olur,
buyurmuş, tutan için «günah yoktur.» tabirini kullanmıştır. Halbuki «günah
yoktur» tâbiri «bana bir günah var mıdır?» suâlinin cevabıdır. Bu tabir oruç
tutmanın iyi olmadığına delâlet etmez. Kaldı ki rivayetlerin birinde Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oruç tutmanın da tutmamanın da güzel olduğunu
söylemiştir.
Übbî. diyor ki : «Günah
yoktur.» tabirinin oruç güzel değildir manasına gelmemesi, bu tâbirin «Vücûb,
nedib, ibâha ve kerahet yoktur.» mânâlarına amm ve şâmil olmasındandır.